Ceyhan'da Sahte Çıraklar Üzerinden Yolsuzluk Yapıldığı İddia Edildi

Adana Ceyhan'da, MESEM projesi kapsamında sahte çıraklar kaydedilerek devletten 3 milyon lira çalındığı iddia edildi.

Ceyhan'da Sahte Çıraklar Üzerinden Yolsuzluk Yapıldığı İddia Edildi

Türkiye'nin dört bir yanında Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) projeleri kapsamında yürütülen eğitim faaliyetlerinde ciddi yolsuzluk iddiaları gündeme geliyor. Son olarak Adana'nın Ceyhan ilçesinde ortaya çıkan ve devleti milyonlarca lira zarara uğrattığı iddia edilen 'sahte çırak' skandalı, MESEM projesinin kara bir lekesi olarak kayıtlara geçti.

MESEM: Çocuk İşçiliği ve Yolsuzluk Çıkmazı

MESEM projesi, meslek eğitimi alan öğrencilerin iş yerlerinde çalışarak deneyim kazanmalarını amaçlayan bir program olarak MEB tarafından uygulanmakta.

Ancak bu program, son dönemde bir yandan çocuk işçiliği eleştirilerine, diğer yandan ise yolsuzluk skandallarına sahne oluyor.

İlk büyük yolsuzluk vakası, İzmit'te ortaya çıkmış ve soL Haber tarafından gündeme taşınmıştı. Bu skandalın yankıları sürerken, yeni bir vaka ise Adana'nın Ceyhan ilçesinde patlak verdi.

Altı Ocak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde 3 Milyon Liralık Vurgun

Ceyhan'da yaşanan yolsuzluk, Altı Ocak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde görev yapan okul idarecilerinin sahte çıraklar üzerinden devleti dolandırmasıyla gerçekleştirildi. Yaklaşık 100 sahte öğrenci kaydı oluşturularak, bu öğrenciler MESEM kapsamında çeşitli işyerlerine yerleştirildi. Ancak bu öğrencilerin fiilen çalışmadığı, maaşlarının ise okul idarecileri tarafından başka hesaplara aktarıldığı tespit edildi.

Yolsuzluk düzeni, 2023 yılı sonbaharında fark edilerek savcılığa taşındı. Yapılan operasyon sonucunda okulun müdür yardımcısı H.A., 28 Eylül'de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Soruşturma sırasında, H.A.'nın üzerinden başka bir öğretmene ait bir banka kartı çıkması dikkat çekti. İddiaya göre, sahte çıraklar adına yatırılan maaşlar bu hesap üzerinden idareciler tarafından çekiliyordu.

Yapılan ilk incelemelere göre, bu düzenlemenin devlete verdiği zarar 2,7 milyon lira olarak hesaplandı. Eğer skandal ortaya çıkarılmasaydı, bugüne kadar devletten çalınan paranın 10 milyon liraya ulaşacağı öngörülüyordu.

Yolsuzluk Şebekesi Nasıl İşledi?

soL Haber'in ulaştığı bilgilere göre, yolsuzluk, okul idarecilerinin sahte öğrenci kayıtları yaparak bu öğrencileri işyerlerine dağıtmasıyla başladı. Ardından işyeri sahiplerine, "Çocukların staj hakları yanmasın, size yatırılan parayı bu hesaba aktarın" şeklinde talimatlar verildi. Bu talimatlarla işyerlerine dağıtılan paralar, idarecilerin belirlediği hesaba aktarılarak haksız kazanç elde edildi.

Bu süreçte, sahte öğrenci kayıtlarının yapılması, bu kişilerin belgelerinin düzenlenmesi ve işyerlerine dağıtılması gibi birçok karmaşık işlemin organize bir şekilde yürütüldüğü anlaşıldı. Bu durum, yolsuzluğun münferit bir olay değil, daha büyük bir şebeke tarafından organize edilen bir faaliyet olduğuna işaret ediyor.

Savcılık Soruşturması Sürüyor, Ancak Yeterli mi?

Müdür yardımcısı H.A., tutuklanmasının ardından sadece dört ay cezaevinde kaldı ve ardından tahliye edildi. Savcılık ise henüz iddianameyi tamamlamış değil. Bu durum, kamuoyunda yargı sürecinin etkinliği ve adaletin sağlanıp sağlanamayacağı konusunda endişelere yol açtı.

Sistemik Bir Sorun: Türkiye Genelinde Benzer Yolsuzluklar

Ceyhan'da ortaya çıkan yolsuzluk vakası, yalnızca bir örnek olarak görülüyor. İzmit'te yaşanan ilk vakadan sonra soL Haber tarafından Türkiye'nin farklı bölgelerinde benzer olayların yaşandığına dair haberler yapılmıştı. Özellikle Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde ortaya çıkan başka bir yolsuzluk olayı, Milli Eğitim bünyesinde sistemik bir sorunun var olduğuna dair güçlü işaretler veriyor.

Bu bağlamda, MESEM projesinin mimarlarından eski Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in Hürriyet gazetesinde kaleme aldığı yazıda, MESEM'in kötüye kullanılmasını sadece "birkaç çürük yumurta" olarak nitelendirmesi ve sorunun proje değil, bireylerden kaynaklandığını savunması tepki çekti. Uzmanlar, bu tür yolsuzlukların birkaç kişinin değil, daha geniş ve yapısal bir sorunun göstergesi olduğunu belirtiyorlar.

Kaynak: solhaber